Fransız şair Eugène Guillevic 5 Ağustos 1907'de Fransa'da Carnac (Mohriban)'da doğdu, 19 Mart 1997'de Paris'te öldü. Liseyi bitirdikten sonra 1925'te kamu görevlisi oldu. Uzun yıllar taşrada çalıştı; daha sonra çeşitli bakanlıklarda görev aldı, ulusal ekonomi müfettişi olarak emekli oldu. İspanya İç Savaşı'ndan etkilenerek toplumcu görüşlerin etkisi altına girdi. Louis Aragon, Paul Eluard ve Robert Desnos ile birlikte, İkinci Dünya Savaşı sırasında, Almanların Fransa'yı işgali üzerine başlayan Fransız Direniş Hareketi'ne ve FKP' ye katıldı. Başlangıçta kapalı, kötümser ama insancı bir şiir dönemi yaşadı; görüşlerindeki değişime koşut, esin kaynağını eylemlilikten alan tümüyle siyasal bir şiir dönemi geçirdi. Daha sonra nesneye, nesne dünyasının - taş görünümlü, kısa ve özlü, eksiltmecelere dayalı neredeyse dilsiz olmayı öngören- duru bilincine geniş açılı duyarlıkla yoğunlaştırılmış bir şiire yöneldi. 1976'da Yugoslavya'nın Struga kentinde düzenlenen şiir şenliklerinde Altın Çelenk Ödülü'nü ve Fransız Akademisi En İyi Şair Ödülü'nü, 1984'te Ulusal Büyük Şiir Ödülü'nü kazandı.
AYAKTA
Fabrikada, sokakta,
alnı açık duranların yanında
dev gibi doğruldular.
Zafer yakında.
Bilek var, vuruşmaya.
Güç var, konuşmaya.
Soluk var, harcanmaya.
Zafer yakında.
Can var, verilecek.
Kardeş var, ayakta.
Kardeşe can feda.
Zafer yakında.
Eugène GUILLEVIC
Çeviri: A.KADİR
BARIŞIN TADI
Bir ağaç, kesebilirler ağacı,
Ağacın ne gelir elinden?
Biraz çaba, testere falan,
Eh, az çok da zaman,
Ağaç devrildi gitti.
Bir kuş, vurabilirler bir kuşu
Bir el ateş ya da bir iki taş
Bir avuç tüy düşer toprağa.
Bir öküzün ya da bir atın
İşi kolay görülür ve hazırdır
Kesimevinde kasap önlüğü.
Bir çocuğun, oğlan ya da kız,
Ne gelir elinden katile karşı?
Bakışlar, diyeceksiniz şimdi,
Ama gözü dönmüşse katilin
Ya da kimse yoksa ortada?
Bir adam, koca bir adam da
Bir kuş gibi avlanabilir,
Belki daha da kolay hatta.
Bir ağaç, bir kuş, bir öküz, bir at
Bir çocuk, bir adam
Yok oldular işte ard arda.
Ama dostlarım, hepimiz olsak
Ne bok yiyebilirler
Onca insanın karşısında?
Ne yapabilirler
Direnen halklara?
Eugène GUILLEVIC
Çeviri: Cemal SÜREYA
BİR ÇİVİ
Yalnızca
Biraz paslı çivi
Bir şeye yaramak zorunda değildi.
Dinleniyordu.
Dinlenildiği gibi.
Yapanlardandır o
Çekip giden bu sessizliği
Kendine özgü araştırmasına.
Eugène GUILLEVIC
Çeviri: Metin CENGİZ
IŞILTI
Elbette yalan
Aşk faslının kapandığı
Bizi mutsuz kıldığı
Elbette yalan
Elbette yalan
Bizim ağlamaklı ettiği
Yarınların eşiğinde
İkimiz göz gözeyken
Elbette yalan
Tümünün baştan çıktığı
Yokuşa tırmananları
Tam iteleyeceğimiz kez de
Bütün aşkların çürüdüğü
Elbette yalan
Gücümüzü takınıp
Şöyle bir davrandığımızda
Elbette yalan
Aşkların kısırlaştığı
Ulu bir savaşta
Zaferi adımlarken
Çoğu yalan çoğu yalan
Aşk için denmişlerin
Karasevdalıların
Damarına basıldı mıydı
Paylarına düşen günü donatmaları
Cümbür cemaat yaşadıklarından
Eugène GUILLEVIC
Çeviri: Güzin ELOĞLU
KARNAK
René Massat'ya
Gelir gider taşanıtlar gece
Ve kemirirler birbirlerini.
Yerken gürültü çıkarır ormanlar akşam.
Boynuna takınır yosununu deniz - ve sarınır.
İter kayalıklara adamı soğuk gemiler
Ve sarınırlar.
Eugène GUILLEVIC
Çeviri: Metin CENGİZ
KAYALAR'DAN
I
Kayalar bilmez
Konuşur durursunuz onlardan
Avuçlarında başlayıp biten
Büyüklüktür yalnız
Ve unutmak gelip gidişini yanıp sönüşünü denizin
Güneşlerin kırmızı
II
Gülmek ağrısını duymazlar
Yahut sarhoş olmak
Karanlık ortasında
Ateş yakmazlar
Çünkü hiç mi hiç
Korkmazlar ölümden
Korku bir konuk
Yuvalarında
Onlar deli ve çılgın
Gerçeği çırılçıplak görürler
III
Ve sonra sevinç
Düşmanı bilmekten
Yaşayabilmekten doğan
Kıyılarda
Taşların çekmesine rağmen
Dalga ve rüzgârların
Öğle uykusunda oldukları zaman
VI
Tapınak olmak istemez kayalar
Orda huzur rahat ve gurur
Düşmanla karşı karşıya
Düşmanla çevrili olmak
Adıyla sanıyla sevinci
Onlara yalnızlık getirir yalnızlık yalnız
Deniz ister kapkara olsun ister bulanık
İster masmavi
VIII
Bazen onların gecesi içinde
Bir ses duyulur bir ses
Uzun uzun çınlayan
Ve kaybolur her zerresi onların
Korkunç bir korkunun içinde
Bir sesten ibarettir
Artık onlar
X
Felaket ne orda ne burda
Kendi kendinin dışında olmakta
Çılgınlığın kör olduğu
Boz bulanık gördüğü zaman
Bir kayanın hatırası olmak
Ve uzanmak dışa dalgalara
Eugène GUILLEVIC
Çeviri: Sezai KARAKOÇ
Asittir
Eller.
Bacaklar
Dikine istasyon.
Yüz teni.
Bu şu beslenme biçimi.
Ve öksürük
Buharıdır fabrikalarla
Evlerin.
Güzel, yine de güzel
Cesaret vermek.
Şu kızın gözlerindeki
Bakışlardır bu.
Eugène GUILLEVIC
Çeviri: Metin CENGİZ
Ş İ İ R S A N A T I
I
Sözcükler, sözcükler
Karışırlar yapılana
Katafalklar gibi.
Ve yabancıdır
Her dil.
II
Jean Follain'e
Kuşkusuz bir lütuf dilekçesi değildi
Utancın sırlarını
Kendinden geçerek söyleyen ses.
Alışmalıydı ses
Deneyerek sözcükleri,
Yardımıyla edinecek
Ses perdesinin.
III
Korkunun istediği
Gece kuşunun çığlığı,
Güç bir çığlıktır
Gırtlakta biçimlendirilecek.
Oysa akan kan renginde
Düşer bu çığlık,
Ve çınlar acımaklı
Korku saldığı ormanların içinde.
IV
Söktüğümüz sözcükler
Söylememiz gereken,
Azalıyor günler gibi.
V
Eğer açarsa fırtınalar ağzını
Ve güpegündüz gözükürse gece,
Eğer zenci bir kralsa nehir
Katledilmiş, düşmüş sineklerin arasına,
Eğer güzelse bağlar
Ve okşuyorsa ölüleri,
-Postu sermektir çoktan
Söz konusu olan,
Ve kurtarmak paçasını
Kıl çeker gibi tereyağından
Zor işlerin arasından.
Eugène GUILLEVIC
Çeviri: Metin CENGİZ
ŞİİR SANATI
Kendim için konuşmuyorum,
Kendi adıma konuşmuyorum,
Söz konusu olan ben değilim.
Ben neyim ki
Biraz hayat, fazlaca gururdan başka.
Bütün her şey için konuşuyorum,
Biçimi olan ve olmayan her şey adına.
Ağırlığı olan her şey söz konusudur,
Ağırlığı olmayan her şey de.
Biliyorum ki çevremdeki her şey
Daha uzağa gitmek, daha fazla yaşamak isteğinde,
Ölünecekse zamanında ölmek
Elverdiğince.
Kelimeleri, Guillevic'in sesini
İçinizde duyduğunuza inanmayınız.
Bu, sizin derinizin altından gelip
Geleceğe doğru giden şimdinin sesidir.
Eugène GUILLEVIC
Çeviri: Eray CANBERK
YAŞAMAK ARTIYOR
Ne zaman bize derler:
Yaşamakta bir artış var,
Demek istemezler kadınların
genişledi bedenleri.
Demek istemezler boyu uzun
ağaçların bulutlardan.
Yolculuk edilebilir
demek istemezler
birazcık bir çiçekte.
Sevişenler her gün sabahtan
akşama dek sarmaş dolaş
demek istemezler.
Demek isterler ki düpedüz
zorlaşmada gittikçe
insanca yaşamak.
Eugène GUILLEVIC
Çeviri: A.KADİR - Afşar TİMUÇİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder