Bu Blogda Ara

26 Eylül 2010 Pazar

DEMOKRATİKLEŞME OYUNUNDAN SAHNELER / GÜNCEL - HABER YORUM

RADİKAL / İNTERNET
26/09/2010 10:14
Daha önce Edirne, Trabzon ve Erzincan'da linç edilmek istenen Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyeleri Bolu'da çok organize bir saldırıya uğradı. Taş ve sopalarla saldıran genç bir gruba ülkücü ve sanayi esnafı da levye, tornavida ve sopalarla katıldı. Avukat Behiç Aşçı, polislerin halkı, 'PKK'lılar cenaze taşıyor' diyerek provoke ettiğini öne sürdü.


BOLU / İSTANBUL - İstanbul’dan Ankara’ya hasta tutuklu ve hükümlülerin tahliye edilmesi ve tecritin kaldırılması talepleriyle yürüyen TAYAD’lı grup, önceki gece gece Düzce’nin Kaynaşlı İlçesi’nden yoğun güvenlik önlemleri altında Bolu Dağı’nda bir akaryakıt istasyonuna getirildi. Burada kurdukları çadırlarda konaklayan TAYAD üyeleri dün sabah saat 09.30’da, D -100 Karayolu’nu takiben Bolu’ya yürümeye başladı.
44 kişiden oluşan grup yol üzerindeki köylerde bildiri dağıttı. Grup ilerlerken bir kişi eline Türk bayrağı alarak yol üzerinde bulunan bir akaryakıt istasyonunun üzerine çıktı. İstasyonda müzik sisteminden mehter marşı çalınmaya başlandı. Saat 13.00 sıralarında, TAYAD üyeleri Paşaköy kavşağına geldiğinde grup tek sıra oldu. Polis de yanlarında sıralandı. Kent merkezi Cici Taksi mevkiine gelindiğinde ise gençlerden oluşan yaklaşık 50 kişilik bir gösterici grup küfürler ederek, taş ve cam şişelerle TAYAD’cılara saldırdı.
Saldırıda bulunanlar ‘Kahrolsun PKK’, ‘En büyük asker bizim asker’ diye slogan atarak küfürler yağdırdı. Sanayi kavşağına gelindiğindeyse ellerine tornavida, levye, İngiliz anahtarı alan esnaf, bozkurt işareti yapan bir grup da saldırganlara katıldı. TAYAD üyeleri kol kola girerek birbirlerini korumaya çalıştı ancak grup saldırmaya devam etti.
Polis biber gazı ve cop kullanarak olaylara müdahale etti. Yaşanan kargaşa nedeniyle yolun her iki istikameti de ulaşıma kapandı. TAYAD üyeleri Bolu İl Jandarma Komutanlığı’nın önüne geldiğinde jandarma da güvenlik önlemi aldı. İl Jandarma Komutanı Aybay İbrahim Ertaş saldırıda bulunan gençlerin bulunduğu gruptan bir kişiyle görüşerek yolun açılmasını istedi ve yol açıldı. Jandarma kordonunu aşan iki gençse polislerin arasındaki TAYAD üyelerine taş atıp, tekmeyle saldırdı. Polis biber gazı kullanarak etkisiz hale getirdi. Polis ve jandarma kent çıkışına kadar yürüyen TAYAD üyelerini minibüslere bindirdi. TAYAD üyeleri Bolu’nun Gerede İlçesi’ne doğru hareket etti.


Örgütlenmiş bir provokasyon:
TAYAD’lı ailelere eşlik eden avukat Behiç Aşçı, yürüyüş boyunca polislerin halkı, ‘PKK’lılar cenaze taşıyor’ diyerek provoke ettiğini öne sürdü: “Abant sapağında bir kişi bize küfretti. ‘İleride göreceksiniz’ dedi. Bolu’ya girdiğimizde taş yağmuru başladı. Polis müdahale etmedi. İki arkadaşımız yaralandı. Kitleyi ne dağıttılar ne gaz sıktılar. Yanımızda yürüttüler. Baştan beri örgütlenmiş bir provakasyon bu. Polis ‘PKK’lılar geliyor’ demiş. Bir imam arkadaşlarımıza ‘Polisler geldi, PKK’lılar cenaze taşıyorlar’ dedi. ‘Biz TAYAD üyesiyiz’ dedik. Bunun üzerine imam, ‘Gideyim kahvedekiler söyleyeyim, saldırmasınlar’ demiş. (dha, Radikal)
                                                                                                                                                                                                                                                                         LİNÇ KÜLTÜRÜ YAYILIYOR NE CEZA NE TEDBİR VAR
(Yakın Tarihten)

İstanbul'da Lübnan'a asker gönderilmesini protesto ettikleri için saldırıya uğrayan dört üniversiteliyi polis de gözaltına almıştı. Cerrah ise dün sözlerini 'düzeltti': 'Güzel olmuştur' sözüm, bayramda eyleme halkın gösterdiği tepkiye... FOTOĞRAF: AP


Emniyet Müdürü Cerrah'ın son olayda 'Güzel tepki' dediği linç girişimlerinden ceza alan yok
01/09/2006 (3293 kişi okudu)
İSMAİL SAYMAZ (Arşivi)
İSTANBUL - Trabzon'da dört TAYAD'lının linç edilmeye kalkışılması ilk örneği görülen ve en son Vatan Caddesi'nde yinelenen 'politik linç' yaygınlaşıyor. Polis müdahalede yetersiz kalırken linççiler değil, mağdurlar gözaltına alınıp yargılanıyor.
Trabzon'da geçen yıl 6 Nisan'da yerel TV'ler aracılığıyla yayılan 'Bayrak yakılıyor' söylentisi üzerine linç girişimine uğrayan TAYAD'lılar 'Basit müessir fiilde bulunmak, güvenlik güçlerine zor ve şiddet kullanarak direnmek'ten tutuklandı. Dört gün sonra da ikinci bir lince uğradılar.
Vali Hüseyin Yavuzdemir, ilk linç girişimiyle ilgili, 'Kentin imajı bozuldu' derken, ikincisinin ardından, "Huzur bozan cezasını çeker" dedi. Tutuksuz yargılanan TAYAD'lıların davası, 11 linççiye açılan 'müessir fiil' ve 'toplu olarak polise mukavemet' suçlamasıyla açılan davayla birleştirilip Erzurum'a gönderildi.
Trabzon'da örneği görülen 'politik' linç diğer kentlere sıçradı. Her girişim, ya 'Bunlar PKK'lı' ya da 'Bayrak yakılıyor' yaygarasıyla başladı. Yetkililerin mağdurları suçlayan açıklamaları 'âdet' oldu, 'galeyana kapılan vatandaşlar' soruşturulmadı.
Bunun en net örneği, Rize'de geçen yıl 2 Kasım'da yaşandı. Mezarlık ziyareti için kente gelen TAYAD'lılar 300 ülkücü tarafından taşlandı.
Vali Enver Salihoğlu, "Vatandaş tahrik oldu" dedi. Milletvekili Abdülkadir Kart'a göre, 'Devlete ve millete bağlı Karadeniz insanı gerekli dersi vermiş'ti. Belediye Başkanı Halil Bakırcı, "Minibüsçü tartışması sandım. TAYAD'lılar olduğunu bilsem, inip ben de vururdum" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır'ın 'demokratik tepki' olarak değerlendirdiği linç serisi şöyle:
29 Ağustos 2006: Konya Bozkır'da Kürt işçilerle mermer işçilerin kavgası 1000 kişinin katılmasıyla linçe dönüştü. 25 Kürt ilçeden çıkarıldı.
22 Ağustos: Tokat'ta sınava gelen öğrenci, PKK sloganı attığı öne sürülerek ülkücüler tarafından dövüldü.
20 Temmuz: Kırklareli Kıyıköy'de kamp kuran Temel Haklar ve Özgürlükler Dernekleri Federasyonu üyeleri, aranan iki kişiyi jandarmaya vermeyince olay çıktı. 61 kişi Vize'ye getirilirken, ilçede 'PKK'lılar yakalandı' söylentisiyle galeyana gelen kalabalık linç girişiminde bulundu.
12 Mayıs: Mersin'de bildiri dağıtan TAYAD'lılar 'cuma'dan çıkan ülkücülerin saldırısına uğradı.
8 Nisan: Isparta'da, YÖK aleyhine bildiri dağıtan üniversiteliler 'PKK'lı' denilerek linç edilmek istendi.
8 Nisan: Erzincan'da Türkiye Gençlik Federasyonu üyesi 15 kişi 'Tecrite son verilsin' sloganı atarak oturma eylemi yaptı. Sağ görüşlü grup, Türk bayraklarıyla saldırdı.
30 Mart: Sakarya'da Mahir Çayan'ın afişini asan iki üniversiteli 2 bin kişi tarafından linç edilmek istendi, DTP il örgütü tahrip edildi.
25 Şubat: İzmit'te Ülkü Ocağı üyesi 1000 kişi, bayrağı tekmelediğini iddia ettikleri bir kişiyi linçe kalkıştı.
28 Ocak: Ordu'da 'Komünist' gazetesi satan TKP'liler dövüldü.
31 Aralık 2005: Artvin'in Şavşat ilçesinde bildiri dağıtırken dövülen TAYAD'lılar tutuksuz yargılanıyor.
12 Aralık: Samsun'da, bildiri dağıtan Temel Haklar Federasyonu üyesi dört kişi linç edilmek istendi.
10 Ekim: Kayseri'de Ezilenlerin Sosyalist Platformu'nun 15 üyesi TMY'yi protesto ederken dövüldü.
6 Eylül: Öcalan'a destek mitingine giden iki otobüs Bozüyük'te taşlandı. Olaylarda 144 kişi yaralandı.
22 Ağustos: İzmir'de park kavgasında gözaltına alınan Siirt ve Diyarbakırlı beş kişi 1500 kişi tarafından 'PKK'lı diye linç edilmek istendi.
12 Nisan: Sakarya'da, TAYAD'a saldırılara karşı bildiri dağıtan beş genç linç edilmek istendi.
3 aydan 1 yıla kadar hapis
Avukat Ergin Cinmen'in verdiği bilgiye göre yasalarda linç veya linç girişimi yer almıyor. Girişim yaralamayla sonuçlanırsa TCK'nın 'Taksirle Yaralama'yla ilgili 89'uncu maddesine göre üç aydan bir yıla hapis cezası verilebilir. Eylem ölümle sonuçlanırsa 'Kasten öldürme ve nitelikli haller' başlıklı 81. ve 82. maddeleriyle müebbet hapis ya da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenebiliyor.
________________________________________


Dört genç o anı anlattı: Polis halkı kışkırttı
Rüya Kurtuluş, Nihat Muğurtay, Musa Seçkin ve Hakan Demir (soldan sağa) Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hakkında suç duyurusunda bulunacak.




Vatan Caddesi'ndeki Zafer Bayramı kutlamalarında, 'İsrail askeri olmayacağız' pankartı açtıkları için linç girişimine maruz kalan üniversiteliler, bir çevik kuvvet mensubunun, 'Bunlar vatan haini' diyerek kendilerini hedef gösterdiğini söyledi.
İstanbul Üniversitesi öğrencileri 26 yaşındaki Rüya Kurtuluş, 22 yaşındaki Musa Seçkin, 20 yaşındaki Hakan Demir ve 19 yaşındaki Nihat Muğurtay, önceki gün Vatan Caddesi'ndeki Zafer Bayramı kutlamaları sırasında, askeri araçlar geçerken, 'İsrail askeri olmayacağız' pankartı açmak için emniyet şeridini geçmeye çalışmıştı. Bu sırada bir çevik kuvvet görevlisinin boynuna sarıldığını belirten Kurtuluş, "Polis, 'Bu vatan haini' deyip fırlattı. Beş polisin içinde düştüm. O sırada halk beni yuhalamaya başladı. O ana kadar bir tepki yoktu."
Seçkin de polis tarafından kalabalığın içine itildiğini söyledi: "Bu vatan haini' diyerek beni şeririn içine doğru attılar. Çıkmak istedikçe içeri sokuyorlardı. Bu sırada yumruklar gelmeye başladı. Halkı üzerimize saldırttılar. Dayak karakolda da sürdü. Sürekli dövüyorlardı."
'Evet vatan hainiyiz...'
Geceyi İl Emniyet Müdürlüğü'nde geçiren gençler dün dün Fatih Adliyesi'nde savcılığa çıkarıldı. İfadeleri alındıktan sonra serbest bırakılan üniversiteliler, gazetecilerin "Siz vatan hainimisiniz" sorusuna Nâzım Hikmet'in, 'Vatan haini' şiirini anımsattı: "Eğer İsrail'in Lübnan ve Filistin'deki saldırılarına ve ABD emperyalizmine karşı çıkmak vatan hainliğiyse bunu seve seve kabul ediyoruz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder