Bu Blogda Ara

16 Eylül 2010 Perşembe

Friedrich SCHİLLER

Alman, şair, tiyatro yazarı ve estetikçi. Romantik.


Johann Christoph Friedrich von Schiller, 10 Kasım 1759 tarihinde Marbach'da doğdu, 9 Mayıs 1805'te Weimar'da öldü. Hukuk ve tıp okudu. Orduda hekimlik yaptı. Rousseau ile Kant'tan etkilendi. Eski Yunan ozanlarını inceledi. Haydutlar (Die Rauber) adlı oyununda baskıcı yönetimlere başkaldırıyı savunduğu için Stuttgart'tan ayrılmak zorunda kalarak önce Mannheim'e, sonra Saksonya'ya gitti. Birkaç yıl Leipzig ve Dresden'e yaşadı. 1787'da Weimar'a yerleşti. Goethe ile birlikte 'Horen' adlı dergiyi çıkardılar. Alman Yazınında Coşkunluk (Sturm und Drang) akımının temsilcisidir.



ALMAN SANATI
Roma'daki Augustus devrinin debdebesi,
Floransalı cömert bir Medici prensi,
Alman sanatçısına güler yüz göstermedi;
O kendini koruyan şöhretlerin peşinde,
Kral ve prenslerin lütufkâr güneşinde,
Rahat rahat büyüyüp meyvesini vermedi.

Milletin en ünlü, yüce evladı iken
Büyük Frederik de onu tahtı önünden,
Boynu bükük, kimsesiz bir kenarcığa attı.
Alman şimdi derin bir mutluluk duyabilir,
Kalbi büyük bir gurur ile çarpsa yeridir,
Zira değerlerini o kendisi yarattı.

Bunun için dağlardan coşan sel gibi gelir,
Bunun için kızıl bir alev gibi yükselir,
Alman ozanlarının türküsü göğe kadar;
Kendi iç zenginliği, bolluğuyla taşarak,
Kalbin derinliğinden kaynayarak, coşarak,
Kuralların sıkıcı bağlarını parçalar!


Friedrich SCHİLLER


Çeviri: Burhanettin BATUMAN


BÖLÜŞÜN DÜNYAYI
Alın bu dünyayı! diye seslendi bir gün Zeus göklerinden
İnsanlara; alın, sizin olsun artık.
Armağanım olsun sizlere bu mülk, bu toprak;
Ama kardeşçe bölüşün aranızda.

Koştu eli ayağı tutan, kendine bir pay için,
İşe sarıldı herkes, genciyle yaşlısıyla.
Çiftçi ürünlerini kaptı tarlaların,
Ava koyuldu asilzade ormanların içinde.

Ambarlarının aldığı kadar aldı tüccar,
En iyi yıllanmış şarabı seçti rahip kendisine.
Kralsa, tuttu köprü başlarını, yol kavşaklarını,
Benimdir, dedi, her şeyin onda biri.

Bu bölüşme çoktan bitmiş, geçmişti ki nice zaman,
Şair çıkageldi, çok çok uzaklardan;
Ama hiçbir şey kalmamıştı hiçbir tarafta,
Ve bir sahibi vardı her şeyin de.

Eyvah! Unutacak mıydın beni böyle hepsi içinde?
Beni, en sadık oğlunu senin?
Diye dövündü, yakındı, haykırdı uzun uzun,
Attı sonra kendini tahtın önüne.

Gezip durursan böyle hayaller ülkesinde,
Dedi Tanrı, söz söyleme artık sonra bana.
Neredeydin peki dünya paylaşılırken?
Yanındaydım oldu cevabı şairin.

Gözüm yüzündeydi,
Kulağım göklerinin ahenginde;
Sarhoştu ruhum ışığından, affet!
Unuttu her şeyini yeryüzünün.

Ne yapmalı şimdi? dedi Zeus, - dünyamız gitti elden,
Ne tarlalar, ne ormanlar, ne de kırlar benim artık.
Ama yaşamak istersen gökte benimle,
Açık olacak o sana her gelişinde.


Friedrich SCHİLLER


Çeviri: Vural ÜLKÜ

GENÇ KIZIN YAKINIŞI
Ağaçlar hışırdıyor, bulutlar uçuşuyor,
Bir kız oturmuş yeşilliklerinde kıyının,
Dalgalar çarpıyor devler gibi,
Oysa içini çekiyor kapkaranlık gecede,
Ağlamaktan buğulanmış gözleri.

"Kalbim öldü, bomboş bu dünya.
Hiçbir şey vermiyor artık arzulara.
Yanına al çocuğunu ne olur kutsal varlık,
Tattım yeterince yeryüzünü mutluluğunu ben,
Yaşadım, sevdim!"

Boş yere akıp gidiyor gözyaşları,
Diriltmez ölenleri bu acı yakınışlar;
Ama söyle, ne teselli eder, ne iyileştirir gönlü
Tatlı bir sevginin kaybolmuş sevinci ardından.
Ben, göksel varlık, yoksun komayacağım seni ondan.

Bırak boş yere aksın bu gözyaşları;
Diriltmesin ölenleri bu acı yakınışlar!
En tatlı mutluluk yas çeken gönül için,
Sevginin acısıyla yakınıştır,
Tatlı bir sevginin kaybolmuş sevinci ardından.


Friedrich SCHİLLER


PARİS'TE ANTİK ESERLER
Yunan sanatkârlarının yarattıklarını bir
Fransız elde silah alıp götürebilir.
Paris'in göbeğine, Seine nehrinin yanına;
Eline geçirdi bu anıtları parlak,
Saray gibi muhteşem müzelere koyarak,
Gösterebilir şaşkın bakan vatandaşlarına!


Fakat bu şeyler ona susacaktır her zaman,
Zira bu taşlar asla yüksek sehpalarından
İnerek canlı hayat içine katılmazlar.
Sanat perilerine, onları sıcak sıcak
Bağrında taşıyanlar sahip olacak ancak.
Vandallar için onlar sadece bir taştırlar.


Friedrich SCHİLLER


Çeviri: Burhanettin BATUMAN


KUTSAL AMAÇLAR YOLCUSU
Hayatımın baharında,
Çıkıp yollara düştüm.
Gençliğimin neşeli danslarını,
Baba evinde unuttum.

Malım mülküm, neyim varsa,
Seve seve bırakıp gittim.
Hafif bir değnek elimde,
Yürüyorum sevinçle.

Kuvvetli umuttu beni çeken,
Müphem bir inanç sözü,
Git, diyordu, yolun açık,
İlk kaynağa doğru yürü!

Yürü, bir altın kapıya kadar,
Ulaşınca içeri gir,
Dünyaya bağlı olan herşey orda,
Tanrısal ve ölümsüm olacaktır.

Akşam oldu, sabah oldu,
Yürüyordum yürüyordum
Her an bana gizli kaldı,
İstediğim, aradığım.

Yoluma durdu dağlar,
Geçit vermedi seller,
Tahtalar uzattım uçurumlara,
Irmaklara köprü kurdum.

Aydınlık bir iklime akan,
Bir nehrin kıyısına geldim.
Sevinç ve inanışla içim dolu,
Attım kendimi kucağına.

Büyük bir denize doğru,
Beni sürükledi dalgaları,
Önümde sonsuz bir boşluk,
Hâlâ amaçtan uzaktayım.

Hiç bir yol oraya götürmüyor,
Ne yazık ki üstümüzdeki gökler,
Topraklara inemiyor,
Ve orası hiç bir zaman, burası değil!


Friedrich SCHİLLER


Çeviri: E. Mahir YALNIZ


YABANDAN GELEN KIZ
O dar vadideki yoksul çobanlar
Arasına uzak ellerinden,
Genç ve güzel bir kız baharla koşar
Gelirdi ilk tarla kuşu öterken.

Doğduğu yer onun başka ellerdi,
Kimseler bilmezdi geldiği yeri;
İzi de hemen kaybolur giderdi,
Bırakır bırakmaz bu vadileri.

Çobanlar genç kızı görünce hemen,
İçleri neşeyle dolar taşardı;
Olmazdı fakat hiç taşkınlık eden,
Çünkü kız o kadar güzel, kibardı.

Onlara mutlu bir elde yetişen,
Bambaşka güneşler altında olan,
Yemişler, çiçekler getiren bu şen
Kızı dört gözle beklerdi her çoban.

Hepsine güzel bir hediye verir,
Kâh yemiş, kâh çiçek, memnun ederdi;
Genç,yaşlı, ihtiyar, herkes sevinir,
Şen şatır gülerek eve giderdi.

Herkese karşı çok cömertti bu kız;
Ama sevişen bir çift görünce hemen,
Çiçeği, yemişi seçer ve yalnız
Onlara verirdi en güzelinden.


Friedrich SCHİLLER


Çeviri: Burhanettin BATUMAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder